Eyüpsultanlı Meşhurlar
Lala Mehmet Paşa
Lala Mehmed Paşa Bosnalı olup Sokollu Mehmed Paşa’nın amcasının oğludur. Ve ünlü tarihçi Peçevî İbrahim Efendi’nin de dayısı olup Şahinoğullarındandır. Bu büyük aileden Sokollu Mehmed Paşa ile Lala Mehmed Paşa sadrazam olmuşlardır. “Beş devletlü” denilen vezirler de amcazadeleri Ferhad, Derviş ve Mustafa Paşalar ile oğulları Hasan ve İbrahim Paşalardır. Onun 15 yıl yaverliğini yaptı. Enderun’a alınmış ve buradan yetişmiştir. Buradan mirahur olarak ayrıldı ve 1000 Şevvalinde (Temmuz 1592) yeniçeri ağası oldu. 1001 (1593) senesinde meydana gelen bozgunlar üzerine Sadrazam Koca Sinan Paşa’nın teşviki ile açılan Avusturya seferinde, ordunun durumunu takviye için yeniçeri ağası bulunan Lala Mehmed Ağa 18 bin yeniçeri ile Paşa’nın istediği “hazineyi” 28 Ramazan 1002 (17 Haziran 1594) tarihinde Belgrad’a getirdi. 1002’de (1594) Anadolu ve sonra Rumeli beylerbeyi oldu. Anadolu beylerbeyliğinde bulunduğu sırada Avusturya savaşı devam ediyordu. Lala Mehmed Paşa da Estergon Kalesi’nde idi. 70 bin kişilik düşman ordusu 23 Şevval 1003’de (1 Temuz 1595) Estergon’u muhasara etmişti. İki ay sonra 27 Zilhicce 1003’de (2 Eylül 1595) kale kahramanca bir müdafaadan sonra anlaşmalı olarak düşmana teslim edilmiştir.
Teslim şartlarına göre Lala Mehmed Paşa diğer müdafilerle beraber Tuna üzerinden, düşman gemileriyle Vişegrad Kalesi’ne girmişlerdir. Buradan Budin muhafızlığına tayin edilen Paşa 2 Safer 1005’de (25 Eylül 1596) Eğri Kalesi’nin muhasarasına iştirak etmiş ve kale 12 Ekim 1596 tarihinde fethedilmiştir.
Bu sırada 4 Rebiyülevvel 1005’de (26 Ekim 1596) Haçova Meydan Muharebesi kazanılmıştır. Lala Mehmed Paşa Anadolu beylerbeyi olarak ordunun sağ cenahında bulunmuştur. Sol cenahta ise yine bu aileden Sokollu’nun oğlu Hasan Paşa, merkezde de Sultan III. Mehmed bulunuyordu.
9 Muharrem 1010’da (10 Temmuz 1601) Serdarı Ekrem Damat İbrahim Paşa’nın Belgrad’da vefatı üzerine onun tavsiyesiyle Rumeli Beylerbeyliği görevine getirilmiş ve bu tarihte Belgrad’a gelerek görevine başlamıştır.
Lala Mehmed Paşa bu görevde iken 17 Safer 1011 (6 Ağustos 1602) tarihinde İstolni Belgrad’ı şiddetli bir hücum sonunda Avusturyalılardan geri almış ve Budin muhafızı olarak da, burayı muhasara eden düşman kuvvetlerini perişan ettikten sonra 18 Kasım 1602’de onların geri çekilmesini temin etmiştir. Bu başarısından dolayı da üçüncü vezirliğe terfi ettirilerek Macaristan seraskerliğine tayin edilmiştir.
Veziriazam ve Serdarı Ekrem Malkoç Ali Paşa’nın 28 Safer 1013’de (26 Temmuz 1604) Belgrad’da vefatı üzerine Lala Mehmed Paşa Sultan I. Ahmed tarafından sadarete ve Garp serdarlığına getirilmiştir. Macaristan serdarlığı gibi çok önemli mevkilerde bulunan bu kahraman insanın bu mevkilere getirilmesi ordu tarafından coşku ve düşman tarafından da kaygı ile karşılanmıştır.
Lala Mehmed Paşa, 1595 yılında büyük bir üzüntü duyarak terk etmek zorunda kaldığı Estergon Kalesi’ni 10 sene sonra 24 Cemaziyelevvel 1013 (18 Ekim 1604) tarihinde muhasara etmiş fakat kışın gelmesi üzerine Belgrad’a dönmüş, daha sonra da İstanbul’a hareket etmiştir.
21 Mayıs 1605’te İstanbul’dan Belgrad’a hareket etmiş ve 29 Ağustos’ta da Estergon’u muhasara etmiş, otuz beş günde kaleyi vire ile teslim almıştır.
Bu sırada Estergon civarındaki bazı kaleleri de ele geçirmiştir. Mehmed Paşa 20 Kasım 1605’te İstvon Bosckoy’a Rakos sahrasında taç giydirerek yeni Macar Kralı ilân etmiştir. Bu Osmanlı tarihinde emsalsiz bir olaydır. Parlak bir merasimle toplar atılarak gelen Bosckoy, Paşa’nın elini öpmüş ve huzurunda diz çökerek başına tacı koymasını beklemiştir.
Bu değerli ve kahraman veziriazam 14 Safer 1015 (21 Haziran 1606) tarihinde geldiği İstanbul’da vefat etmiştir. Onun Kaptanıderya Derviş M. Paşa tarafından zehirletildiği ileri sürülmektedir.
Lala Mehmed Paşa’nın vefatına:
Acem’e me’mur iken eyvah
Ademe gitti Mehmed Paşa
tarihi düşürülmüştür. Çok yakışıklı olduğu söylenir.
Muhteşem dolamalı lahdi, Sokollu Mehmed Paşa Türbesi önünde ve yazılı medrese kapısının hemen sol tarafındadır. 4 köşe şahidesinde;
Estergon’u fetheden Kefe lâlesi Mehmed Paşa ruhu için Fatiha
ibaresi yazılıdır. Kitabede vefat tarihi yazılı değildir.
Lala lakabının lâle isminden galat olduğu şahidesindeki “lâlesi” ibaresinden de anlaşılmaktadır. Onun için Lâle Mehmed Paşa diye de bilinir.