“Eyüpsultan'da Ramazan”a Karagöz Ustası Hasan Hüseyin Karabağ Konuk Oldu

Eyüpsultan Belediyesi, On bir Ayın Sultanı Ramazan’ın ruhuna uygun birbirinden güzel programları sosyal medya üzerinden vatandaşlarla buluşturuyor.

Enes Yıldırım’ın sunumuyla hafta içi her gün 18.00’de başlayıp iftar saatine kadar devam eden “Eyüpsultan’da Ramazan” programıyla Ramazan’ın huzuru ve neşesi evlere taşınıyor.

Ramazan'ın 21. günü (14 Mayıs Perşembe) saat 18:00'de sosyal medyadan canlı olarak yayınlanan programda, Enes Yıldırım’ın konuğu, ünlü Karagöz ustası Hasan Hüseyin Karabağ oldu.

Programda Karagöz’ün insanlığın ortak malı olduğuna değinen Hasan Hüseyin Karabağ, Ramazan akşamlarının geleneksel eğlencesi Karagöz – Hacivat’ın tarihsel yolculuğunu şu sözlerle anlattı:

KARAGÖZ’ÜN TARİHSEL YOLCULUĞU

“Gölge oyunu olarak uzun yıllar öncesine Çin’de çıktığı rivayet edilir ve Çin’den İpek Yoluyla Batıya doğru bir medeniyet yolculuğuna başlar. Karayoluyla Hindistan’a ulaşır oradan devam eder. Afganistan’a geçerek İran üzerinden Suriye’ye ve oradan bize geçer. Gölge oyunu bize geldiği zaman Karagöz adını bizde alır ve bir Bursa efsanesi ile ona hikaye yazılır. Halbuki Bursa efsanesinden eskidir. Büyük bir ihtimalle Evliya Çelebi, Osmanlı sarayında bir olaya tanık oldu bu olayı direkt adıyla sanıyla yazamadı bunu Sultan Orhan zamanında yaşandı gibi anlattı. Bu anlatı da gerçek kabul edildi.

TÜRKLER GÖLGE OYUNU İLE YAVUZ SULTAN SELİM ZAMANINDA TANIŞTI”

“ Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi esnasında Memlük Sultanı Tomanbay’ın asılışını canlandıran bir Memlük gölge oyunu sanatçısını izlemesi ile Karagöz ile tanışıyor. Daha doğrusu gölge oyunu ile tanışıyor Türkler ve onu sarayına getiriyor Yavuz Sultan Selim. Önce sarayda daha sonra halk arasında Karagöz yayılıyor ve seviliyor. 17.yy’ın ikinci çeyreğinden sonra Karagöz deyimlere var olacak kadar halk arasında yayılıyor. Sadrazam Karaöküz Mehmet Paşa’nın düğününde oynanan bir gölge oyunundan sonra, Kara öküzün oyunu, öküzün düğününde oynayan oyun demek çok uzun gelince Sadrazam Karaöküz Mehmet Paşa, Karagöz’e dönüşüyor.”

KARAGÖZ İNSANLARI AYDINLATIR, EĞİTİP ÖĞRETMEYE ÇALIŞIR”

Karagöz’de görgü kurallarının anlatıldığını ve insanları eğitmek için kullanıldığına değinen Karabağ, sözlerine şöyle devam etti: “Karagöz’de karşılıklı iki kişinin konuşmasıyla anlatılan görgü kuralları vardır, aynı zamanda insanları eğitmek için kullanılıyor. Karagöz bunları yapıyor zamanında ve halk Karagöz’ü sahipleniyor. Ramazan 30 gün 30 tane Karagöz oyunu var derler. Her akşam bir oyun oynanır bir tek Kadir gecesi oynanmaz, saygıdan dolayı. Karagöz bu edep mektebi görevini son derece layıkıyla yerine getiriyor. İnsanları aydınlatıyor, eğitip öğretmeye çalışıyor. Mizahla taklitle o didaktik yapıyı biraz görünmez kılıp gayet güzel bir şekilde anlatıyor ve ifade ediyor.

CANLI KARAGÖZ İŞİN BÜYÜSÜNÜ KAYBETTİRİYOR”

Karagöz’ün olmazsa olmazının geleneksel anlatı yapısı olduğuna değinen ünlü Karagöz Ustası, Karagöz’ün unsurlarını ise şu sözlerle açıkladı: “Karagöz’ü modernleştirebilirsiniz, filmini çekebilirsiniz, çizgi filmini yapabilirsiniz ama bu Karagöz olmaz, başka bir ürün haline gelir. Masalların büyüsü gibidir Karagöz. Karagöz’de giriş başlangıç, karşılıklı söyleşme, fasıl, oyun tiplerinin girdiği ve olayın asıl geçtiği bölüm ve bitiş. Bu dört yapı Karagöz’ün olmazsa olmazlarındandır. Karagöz sizi bir çerçeve içine oturtur, belli bir çerçeve içerisinde istediğiniz kadar özgürsünüz, üretebilirsiniz. Canlı Karagöz yoktur, Karagöz ve Hacivat’a kıyafet giydirdiğiniz zaman ortaoyununa dönüşür Kavuklu ve Pişekar olur. Başka bir form kazanır. O yüzden işin büyüsünü kaybediyor Karagöz. Perdede Karagöz’ü izleyen çocuk sahnede ete kemiğe bürünmüş oyuncuğu görünce illüzyon kırılıyor.”

Tarihçi – Yazar Süleyman Faruk Göncüoğlu’nun Pier Loti’de bulunan Kar Yağdı Baba Tekkesi ve Türbesi hakkında bilgiler paylaştığı programda, Mehmet Dilbaz ise Eyyûb el-Ensarî'nin hayatından kesitler anlatıp, o dönemde yaşanan olaylarla ilgili bilgiler verdi.

Programda ayrıca Hasan Tok’dan Kuran-ı Kerim Tilaveti, Hacivat – Karagöz gösterisi, Murat Yazıcı’dan tasavvuf müziğinin en güzel eserleri ve ilahileri yer aldı.

Eyüpsultan'a Değer Katan Markalarımız