Meşhur bestekâr Zekâi Dede Efendi’nin oğlu olup Hâfız Ahmed Efendi diye anılır. 1286 (1869) senesi Eyüp’te Kurukavak Caddesi civârında Semiz Âli Paşa Camii yanındaki evde doğdu. İlk tahsilini, Eyüp Kalenderhânesi yanındaki La’lizâde Abdülbâkî Efendi Sıbyan Mektebi’nde yaptı. Sonra Eyüp Askerî Rüşdiyesi’nden mezun oldu. Bu sırada hâfız oldu ve hattatlıktan da icâzet aldı.

Zamanının ulemâsından Süleyman Efendi’den Ulûm-ı Kur’âniye tahsil ederek Reisü’l-Kurra oldu ve Eyüplü Hoca Fâik Efendi’den icâzet aldı. Musiki eğitimini de babasından tamamladı. Babasının vefatı üzerine Eyüp Kaşgarî Tekkesi’ne kudümzenbaşı oldu. Bu arada, Dârüşşafâka’da ve Eyüp Ortaokulu’nda musiki öğretmenliği yaptı.

Mevlevî, Kadirî, Nakşîbendî ve Rifâî tarîkatlerine bağlı olan Ahmed Efendi, henüz 16 yaşında iken, Bahâriye Mevlevîhânesi kudümzenbaşısı oldu. Bu arada Bahâriye Şeyhi Hüseyin Fahreddin Dede Efendi’den Farsça ve ney dersleri aldı.

Semiz Âli Paşa Camii’nde imamlık ve Eyüp Hasib Efendi Tekkesi Camii’nde hatiblik de yapmış olan Ahmed Efendi, 1904’de Ebûssuûd Efendi Vakıf Mektebi müdürü, 1923’de de İstanbul Belediye Konservatuarına usûl ve ilâhî muallimi oldu. Aynı kurumda Ali Rifat Çağatay ve Rauf Yektâ ile birlikte Tasnif ve Tedkik Heyeti üyeliğinde bulundu. Sesi çok güzel olan Ahmed Efendi, plaklara pek çok klâsik eser ve gazel okudu. Kibar bir adam ve iyi bir bestekârdı. 100’den fazla eseri Türk Musikisi repertuarındadır. Bestekârlığında, klasik anlayışın izleri görülmektedir. Musikiye dair makaleleri de bulunmaktadır.

Zekâi-zâde Ahmed Efendi’nin Türk kültür ve sanat âleminde bıraktığı en derin iz, Türk Musikisi’nin son büyük klasik bestekârı sayılan babasından öğrenerek hâfızasına aldığı yüzlerce eseri, 20. yüzyılın başlarında günümüz notasıyla tesbit ederek gelecek kuşaklara sağlam bir şekilde emanet etmekti. Bu yönüyle, Türk Musikisi tarihine adını altın harflerle yazdıran büyük isimlerden biri olmuştur.

14 Ağustos 1943 tarihinde vefat eden Ahmed Efendi’nin kabri, Kaşgarî Tekkesi kapısı yanındaki aile hazîresinde ve babasının yanındadır.

Eserlerinden birkaç örnek:

Acem İlâhî * Düyek * Güfte: Velîyyüddîn Efendi
Cemâlin aşkına düşmüş
Senin bir derd-mendin var
Geçüb bâş ile cânından
Senin bir derd-mendin var

Firâkınla melûl olmuş
Gamınla yâr-ı gâr olmuş
Cihân bâşına dâr olmuş
Senin bir derd-mendin var

Visâlinle şerefyâb et
Dil-i mahzûnunu şâd et
Velîyyüddîn kulun yâd et
Senin bir derd-mendin var

(Güftenin sahibi, meşhur mutasavvıf Nûreddin Cerrâhî Efendi’nin ilk halifesi Velîyüddîn Efendi’dir. 1158 (1745) de vefat etti. Kabri, tekkenin türbesindedir.)

Acemaşirân İlâhî * Düyek * Güfte: Ziyâ Gökalp

Yeri göğü yaratan
Ağaçları donatan
Çiçekleri açtıran
Bir Allah’dır bir Allah

Bir Allah’ı severim
Her emrini dinlerim

Doyuran her hayvanı
Yaşatan her insanı
Koruyan şu vatanı
Bir Allah’dır bir Allah

Hicâz
N’ola ben ağlasam her dem
Gönül hasretle pek bîtâb
Aceb ben n’eyleyim bilsem
Gönül hasretle pek bîtâb

Gönül vereli o yâre
Cihânda oldum âvâre
Medet dostlar bana çâre
Gönül hasretle pek bîtâb

Uşşâk
Lâleler solgun ve güller raşedâr
Ağla rûhum ağla geldi sonbahâr
Olmuyor gök her seher şebnem-nÎsâr
Ağla rûhum ağla geldi sonbahâr

Eyüpsultan'a Değer Katan Markalarımız